
“Çocuklar duygularını kelimelerle değil, oyunla anlatır.”
– Garry Landreth
Çocuklar yaşadıkları dünyayı tam anlamlandıramadan hissetmeye başlar. Bu hislerin, deneyimlerin ve bazen de travmaların dışavurumu ise çoğu zaman kelimelerle değil, oyunlar aracılığıyla olur. Yetişkinler konuşur, çocuklar oynar. Bu nedenle bir çocuğun oyunu, onun dünyasına açılan en güçlü kapılardan biridir. Özellikle travma geçirmiş çocukların oyunları, sadece bir eğlence alanı değil, derin anlamlar barındıran sahnelerle örülü gizli bir gündem haline gelebilir.
Oyunun Gizli Dili
Bir çocuk travmatik bir olay yaşadığında — bu bir kayıp, istismar, ihmal ya da ani değişim olabilir — çoğu zaman ne olduğunu anlatamaz. Ancak oyunlarında bu yaşantıyı tekrar tekrar kurar. Oyun, çocuğun bilinçdışı süreçlerini ifade etmesine olanak tanır. Bu nedenle travmatik oyunlar, çocuğun travmayla başa çıkma çabasının bir parçası olabilir. Sürekli aynı senaryonun oynanması, karakterlerin zarar görmesi, kurtarılamayan figürler, güçlü kontrol ihtiyacı ya da bastırılmış duyguların taşması gibi temalar, çocuğun içinde bulunduğu duygusal fırtınaya
işaret eder.

Oyun Sahnesinde Travmanın Gölgesi
Bazı çocuklar oyuncaklarını döver, bazıları hep aynı korkutucu sahneyi canlandırır. Kimi çocuk kahramanları sürekli kaybederken, kimi ise oyunda hep cezalandırılan, başarısız ya da yalnız kalan figür olur. Bu oyunlarda geçen temalar çoğunlukla çocuğun gerçek hayatındaki duygusal deneyimlerinin yansımasıdır:
- Yeniden edilen kayıplar: “Annem hep geri geliyor ama hiç kalmıyor.”
- Kontrol takıntısı: “Herkes sadece benim dediğimi yapmak zorunda.”
- Cezalandırma senaryoları: “Bu bebek yaramazlık yaptı, şimdi cezalandırılacak.”
- Kurtarılamayan karakterler: “Yangın var ama itfaiye hep geç kalıyor.”
“Çocukların davranışları, yaşadıkları travmaların yankısıdır.”
– Dr. Bruce Perry
Her Sakin Oyun, Güvenli Anlamına Gelmez
Bazı çocuklar görünüşte ‘sakin’ ve ‘normal’ oyunlar oynasa da, alt metin duygusal açıdan oldukça yüklüdür. Bir bebek sürekli yalnız bırakılıyorsa, bir karakter her seferinde alınmıyorsa, bu oyunların mesajı ‘ben terk edildim’ olabilir. Bu durum, özellikle duygusal ihmal yaşayan çocuklarda sık görülür. Travmatik oyunlar her zaman yüksek sesle bağırmaz. Bazen sessiz, bazen yavaş ama her zaman bir mesaj taşır. Ebeveynlerin ve uzmanların bu mesajları duyması, çocuğun iyileşme sürecine atılacak ilk adım olabilir.

Uzmanlar ve Aileler İçin Yol Haritası
Oyunları dikkatle izleyen bir yetişkin, çocuğun iç dünyasına tanıklık eder. Ancak bu tanıklık yargısız ve anlayış dolu olmalıdır. Aksi takdirde çocuk duygularını yeniden bastırır, oyun aracılığıyla sağaltım sağlayamaz. İşte dikkat edilmesi gereken bazı noktalar:
- Oyun yönlendirilmemeli, gözlemlenmelidir.
- Çocuğun duyguları yansıtılmalı: “Bu karakter çok üzgün görünüyor, ne olmuş
olabilir?” - Aynı oyunun sürekli tekrarı fark edilmeli.
- Yoğun duyguların oyuna eşlik ettiği durumlarda bir çocuk psikoloğuna
başvurulmalıdır.
“Çocuğa kendini ifade edebileceği bir alan verin, o zaman size kim olduğunu gösterecektir.”
– Virginia Axline

Terapide Travmatik Oyunun Dönnüşümü
Oyun terapisi, çocukların duygularını anlamlandırmasına ve düzenlemesine yardımcı olur. Travmatik oyunlar, uygun bir terapi ortamında çocuğun duygusal yüklerini boşalttığı ve güvenli bağ kurmayı yeniden deneyimlediği sahnelere dönüşebilir. Terapist, çocuğun oyununa eşlik eder; yargılamaz, düzeltmez ama duyguları aynalar. Bu süreçte çocuk, oyun içindeki çatışmaları çözerken gerçek hayata dair daha sağlıklı tepkiler geliştirmeyi öğrenir.
Sonuç: Oyun, Çocuğun Ruh Haritasıdır
Bir çocuğun oyunu, onun ruhsal haritasıdır. Bu harita bazen kayıplarla, korkularla ve çaresizlikle doludur. Ancak dikkatli bir göz, bu haritadaki işaretleri okuyabilir. Travmatik oyunlar, çocuğun iyileşmek için attığı ilk adımlar olabilir. Bu adımların duyulması, görülmesi ve onarılması için hem uzmanlara hem de ebeveynlere büyük görev düşmektedir.
Psikolog Melike Reyyan Gürgen