Bağımlılık Nedir?
By: Epik Psikoloji
Kategoriler:
Bağımlılık Nedir?
Bağımlılık Ne Demektir?
Bağımlılık pek çok etkenin bir araya gelerek oluşturduğu bir tablodur. Kişi doğduğu andan itibaren öğrenmeye ve dış dünyanın etkilerine açık bir hale gelmeye başlar. Tüm bu süreçte, maruz kaldığı durumlar karşısında kendini koruyabilmek adına bir baş etme yöntemi geliştirmek durumundadır. Geliştirdiği bu baş etme yönteminin sağlıklı ya da sağlıksız oluşunu; yaşadığı ortam, ebeveyn tutumları, sosyokültürel çevresi yakından etkilemektedir.
İnsanlar Neden Bağımlı Olur?
Arkadaş ortamı, o arkadaş grubunun her davranışını yapmak zorunda hissetmek, onlara uymak, kısaca sözde arkadaşlarına hayır diyememek; bağımlılık yapan durumlara en önemli başlama nedenlerinden birisidir. Bazı insanlar ise acılarını, üzüntülerini unutmak ve böylece sorunlarının üstesinden gelmek için başlarlar.
Öte yandan insanlar denemedikleri tehlikeli şeyleri hep merak ederler. Birçok kişi “bir kereden bir şey olmaz” diye başlamaktadır. Hiç kimse “ben bağımlı olacağım” diye başlamaz, ama sonunda bağımlı olurlar. Bir başka neden de eğlenme amacı ile başlamak. Bu durum belli bir zaman sonra eğlenceden ziyade eziyete dönüşür. Bazıları da farklı gözükmek için başlarlar.
Bağımlılık Risk Faktörleri Nelerdir?
- Ebeveynlerin çocuklarına karşı sağlıksız tutumlar sergilemesi
- Aile üyelerinin herhangi birinde bağımlılık öyküsü olması
- Tehlikeli arkadaş seçimleri
- Başarısız geçen bir eğitim hayatı
- Yaşadığı toplumun bağımlılığa bakış açısı risk oluşturabilecek etkenler arasındadır.
Bağımlılık Yoksunluk Belirtileri Nelerdir?
- Huzursuzluk
- Uykusuzluk
- Öfke
Bağımlılık Kriterleri Nelerdir?
- Tasarladığından daha uzun süreli kullanım
- Geçmişte başarısız bırakma girişimleri
- Zamanının çoğunu bağımlı olduğu şey için ayırma
- Olumsuz etkilerine ve zarar görmesine rağmen kullanmaya devam etme
- Aşırı kullanım isteği
- Tolerans (miktarın yeterli gelmemesi sebebiyle giderek artırılması)
- Yoksunluk
Bağımlılık Nasıl Oluşur?
Bağımlılığa neden olan faktörler incelendiğinde bağımlılığın nedeni olarak tek bir etkenden söz etmek güçtür. Bağımlılık için birçok etken söz konusu olabilir. Psikolojik ve biyolojik etkenler bağımlılık sürecini etkilemektedir. Kişi ilk olarak merak ve korku duygusu ile kullanımı denemek isteyebilir. Merakla birlikte bir kereden bir şey olmaz düşüncesi ile kullanım gerçekleşir.
Bağımlılık beyinde dopamin adlı nörotransmiteri etkilemektedir. Dopamin; düşünce, his, motivasyon, hareket, dikkat ve karar verme gibi birçok temel fonksiyonel süreçte yer alır. Bağımlılık yapan şeye bağlı olarak kullanım sıklığı, kullanım süresine göre değişiklik gösterse de dopamin hormonunun kullanım sürecine bağlı olarak zarar görmesi sonucu beyin doğru şekilde çalışamamaya başlar ve bağımlılık ortaya çıkar. Bundan dolayı bağımlılığı beyin kaynaklı bir durum olarak ele alabiliriz.
Bağımlılığın ruhsal ve davranışsal yönleri olduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Örneğin bu yönler alkol etkisinde veya alkolün etkisi geçtiğinde ortaya çıkabilmektedir. Hastanın bağımlılık kriterine göre planlanan psikolojik müdahale ile baş etme becerileri, öfke kontrolü, aile görüşmesi, motivasyona yönelik çalışmalar ve kişinin sürecine uygun terapi yöntemleri uygulanmaktadır.
Bağımlılık Nasıl Tedavi Edilir?
Yapılan araştırmalar sonucu bağımlılığın, psikolojik, fizyolojik ve sosyal boyutları olan bir beyin hastalığı olduğu bilinmektedir. Bağımlılığın tedavi süreci üç bölümden oluşmaktadır. Bunlardan biri tıbbi destek, diğeri psikolojik destek, bir diğeri ise sosyal destektir. Bunlardan birinin eksik olması tedavi sürecini zorlaştırmaktadır. Bağımlılık tedavisindeki temel amaç bağımlılık yapan durumun bırakılması ve yeniden başvurulmamasına yönelik nüks önleyici çalışmaların yapılmasıdır. Bağımlılık yapan durumun bırakıldığı dönemde kişi 0-1 ay arası yoksunluk belirtileri yaşamaktadır.
Yoksunluk belirtilerinin ortadan kaldırılması ve isteğin azalmasına yönelik arınma (detoksifikasyon) süreci tıbbi destek ile sağlanmaktadır. Yoksunluk belirtileri bağımlılık yapan duruma ve kişinin eşlik eden psikiyatrik bozukluklarına göre değişebilmektedir. Örneğin yoksunluk döneminde kişi terleme, titreme, eklem ve kas ağrıları, karın ağrısı, gerginlik ve huzursuzluk hissi, uyuyamama gibi sorunlar yaşayabilmektedir. Bu belirtilerin ortadan kaldırılması için tıbbi destek şarttır. Kişinin bağımlı olduğu şeye göre psikiyatristler tarafından tedavi uygulanmaktadır.
Tıbbi destek eşliğinde psikolojik ve sosyal destek tedavi sürecini kolaylaştırmaktadır. Bilinmektedir ki bağımlılık ile birlikte birçok psikolojik problem de ortaya çıkabilir. Panik bozukluk, dürtüsellik, kendine zarar verme davranışı, intihar ve depresyon bu sorunlar arasında sayılmakta ve bağımlılık süresince eş tanı alınan problemler olarak bilinmektedir. Kişi bağımlılık süresince stres, kaygı ve öfke gibi durumlarla bağımlı olduğu şey sayesinde başa çıkmıştır. Bağımlılıkla ilgili psikolojik destek sürecinde olumlu ve sağlıklı baş etme yöntemleri çalışılmakta, istek ile başa çıkabilmek için nefes egzersizi gibi teknikler ile kişi desteklenmektedir.
Ayrıca bağımlılık tedavisinde Bilişsel Davranışçı Terapi ve Motivasyonel Görüşme Tekniklerinin etkin olduğu bilinmektedir. Sosyal destek sürecinde ise olumsuz çevreden uzaklaşma, bağımlılık problemi olmayan yeni arkadaşlar edinme, işe yerleşme, boş zamanları etkin kullanma, spor gibi sağlıklı alışkanlıklar edinmeye yönelik bağımlı bireyler ile çalışılmaktadır çünkü bilinmektedir ki bağımlı bireyin olumsuz çevresi değişmedikçe, kişi olumsuz çevreden uzaklaşmadıkça değişim tam olarak gerçekleşmeyecektir.
Bağımlılık kronik bir rahatsızlıktır. Kişinin tıpkı tansiyon ve şeker hastası gibi dikkatli yaşaması gerekmektedir. Tekrarı önlemek için kişinin, onu bağımlı yapan durumdan uzak durması ve yaşamını düzenli bir şekilde sürdürmesi önerilmektedir. Yapılan çalışmalar tedaviden sonra bırakanların yüzde 30 ile yüzde 50’sinin tekrar bağımlılık döngüsü sürecine girdiğini göstermektedir.
Kimler Bağımlı Olabilir?
Herkes bağımlı olabilir. Bağımlılık sürecine etki eden çok sayıda faktör vardır. Kişinin genetik yapısı, cinsiyeti, var olan ruhsal hastalıkları, dürtüsellik ve yenilik arama gibi kişilik özellikleri, yaşadığı çevre, kaotik ev ortamı, ailede ebeveynlerin madde kullanımı olması, uygun ebeveyn denetiminin eksikliği, çocukluk çağında olumsuz yaşantılar, arkadaşların etkisi, erken yaşta başlamak bağımlılığın gelişimini etkiler.
Bir kereden bir şey olmaz diyerek, bağımlılığın kontrol edilebileceği, başkaları bağımlı olsa da kişinin kendisinin bağımlı olmayacağı düşüncesi, kendi iradeleri ile bu durumu kontrol altında tutabilecekleri gibi inanışlar bireyin bağımlılık riskini arttırır.